Göbek Dansı
- Altar Baykal
- 25 May
- 6 dakikada okunur

1. Bölüm: Darbuka Solo ve Evrensel Seks Enerjisi (Evrenin Gizli Ritmi)
Oryantal dans, yani asıl adı ile "göbek dansı" (göbek ve kalça bölgesinde dalgalanma-çalkalama-titreme hareketlerinin peş peşe yapıldığı dans), başka hiçbir dansın onunla yarışamayacağı, hatta bu konuda yanına bile yaklaşamayacağı kadar cinsellikle ilgili tek danstır. Sadece izlemek uyarıcı değildir; asıl uyarılan dans edendir de! Bu yazıda bu konunun nedenselliği hakkında konuşacak, içeriğe bilimsel veriler katacağım.
Önce "seks nedir?"den başlayalım.
Seks; bir erkeğin bir kadına yüklenmesi, kadının da bacaklarını açıp (aslında daha yüksek ya, en iyi şartta %30 oranında sözde seksi şekilde inleyip "ah-oh" etme gösterisi yaptığı) ona verileni kabul etmesi (içimden boyun eğmesi demek geldi ama sözcüğü değiştirdim) değildir. Seks; kaynağı evren ötesi olan, evrende serbestçe dolaşan, hatta evreni var eden, var edici bir enerji türünün insan adlı canlıda kuvvete dönüşerek ona bazı şeyler yaptırması ile oluşan ortamdır. Bir kez daha yineleyeyim: Seks duygusunu veren itilim, evrensel enerjinin (yaratıcı enerjinin) bir kuvvete dönüşerek insanları etkileme biçimidir. "Külliyeten ayıptır; fazlası da günahtır" diyerek sınırlandığı bir planet olan Dünyada bizi yaptığımız şekilde etkiler; sadece harf ve rakamlarla ifade edilen galaksilerin hayat olan planetlerinin canlılarını farklı biçimde… ama enerji aynı enerjidir.
Evren ötesinden gelen, ama evreni de var eden bu enerji -mekan sahnelerinde değil, makro ve mikro kozmosta- (yani uzayda bile) üç şekilde tezahür eder: Dalgalanma, çalkalanma ve titreme. (Bkz. Quantum Fluctations.)
Evren dalgalanmadır. Evren çalkalanmadır. Evren titremedir.
Evren kıvraktır!
Evren ötesinden gelen ve evrene hareketler vererek onu var eden bu enerjinin ritmi, insan kulağının algılayabileceği bir yapıya, yani sese de dönüşür! (Bu ses, bu ritm, Kara Deliklerden de gelmektedir.1 Kara delikler okülistlere göre bütünü ile pozitif olan diyara açılan -buna Cennet diyelim mi?- kapıdırlar.) Adı geçen ses basbayağı "düm-tek-de-düm-tek" benzeri seslerle duyulur.
Sese dönüşmüş olan ve bizim "sevişmek" diye kısıtladığımız yaratıcı enerjinin ritmi, insan kulağından ses olarak girince motor sistemi etkiler. Motor sistem de insan bedeninin cinsel organlar burada yer aldığı için seks merkezi denilebilecek kalçasında konuşlanır ve kalçayı enerjinin üç tezahüründe hareket ettirir: Onu dalgalandırır, çalkalatır ve titretir.
Özetleyelim.
Evren ötesinden gelen var edici enerji evrene vibrasyon olarak yansır.
Bu vibrasyon, üç hareket şeklinde tezahür eder.
Bu enerjinin vibrasyonunun kuvvete dönüşmesi ile oluşan etkiler Dünya adlı planette seks adını almıştır.
Bu vibrasyonun ritmi insan kulağının duyacağı şekle de dönüşmüş, yani ses olmuştur.
Bu ses insanlarca üretildiğinde kulaktan girer, motor sistemi etkiler, motor sistem bu sesin enerjisine en uygun beden bölgesini etkiler ve bu bölgeye onun hareketlerini yaptırır.
Aslında oluşan, bir enerji ile beynin basit bir senkronizasyondur.
2. Bölüm: Alaturka (Oryantal) Müzik ve Nöronlar
Alaturka müzik insan beynini en fazla etkileyen müzik türlerindendir. Bunun nedeni alaturka müziğin batılı müzik gibi harmonik (bir anlamda kurallı, biçimlendirilmiş, kalıplı, hatta kısıtlanmış) değil, anarmonik olmasına dayanır.
Bu ilginç sözleri Orch OR kuantum yorumu raporunda yer alan bilgi ile destekleyeyim.
Orch OR'a göre bilinç, beyinde nöronların bir bölümü olan mikrotübüllerde, tubulin titreşimleri ile oluşur. Hint müziği bunu (mikrotübülleri etkilemeyi) meydana getirmektedir! Teorinin mimarı olan Penrose ve Hameroff'a göre bu sonucun nedeninin Hint müziğinin -tıpkı Türk müziği gibi- anarmonik olmasıdır.
Discovery of Quantum Vibrations in Microtubules - ElsevierDiscovery of quantum vibrations in 'microtubules' corroborates theory of consciousness - Physis.orgParçacık fizikçisi Bandyopadhyay ve takımı Hint müziği ile mikrotübül vbrasyonlarını eşleştirmişlerdir.Hameroff: "Bilinç, Hint müziği türlerine benzer şekilde, nöronların içindeki mikrotübüllerin harmonik olmayan titreşimlerine bağlıdır, ancak harmonik olan Batı müziğinden farklıdır."( “Consciousness depends on anharmonic vibrations of microtubules inside neurons, similar to certain kinds of Indian music, but unlike Western music, which is harmonic,” Hameroff explains.)
Bu teorinin reel deneyimi, Penrose, Hameroff ve Bandyopadhyay tarafından 16-18 Ocak 2014 tarihleri arasında Hollanda'nın Amsterdam kentindeki Brakke Grond'da halka açık üç günlük bir etkinlik olan Beyin Fırtınası Oturumları'ndaki "Mikrotübüller ve Büyük Bilinç Tartışması" konulu oturumda gerçekleşmiştir.
Harmonik ses, dalga formu bozulmuş sestir. Ayrıca dalga boyu düşük, frekansı yüksektir. Dalga boyu düşük, frekansı yüksek dalga özelliğine elektromanyetizma (EM) açısından bakılırsa onların insan dostu almadığı görülebilir.
Konuyu biraz açayım: EM dalgalar, dalgaboyu ve frekanslarına göre EM spektrum adlı bir cetvele (çizelgeye) yerleştirilmişlerdir. Bu cetvelde yer alan EM dalga ve frekanslar merkezden sağ yana (ya da cetveli dik tutarsak yukarıya) doğru frekansı yüksek, dalga boyu düşük; sol yana (ya da aşağıya) doğru frekansı düşük, dalgaboyu yüksek vibrasyonların şekilde dizilmişlerdir. Cetvelde, sağ yanda (ya da yukarıda) olan her vibrasyon, frekansı artıp, dalga boyu düştükçe insan sağlığına zararlı olmaya (okültist bakış açısına göre negativite kazanmaya, dinsel yoruma göre şeytan işi olmaya) başlamaktadır. Bu ilerleyiş ölümcül sonlara kadar varabilmektedir.
Alaturka müzik, koma ses içeren yapısı nedeniyle dalga bütünlüğü içermektedir. Söz konusu kesintisiz akış, okültist bakış açısına göre evren ötesi enerji ile kesintisiz senkronizasyonu sağlamaktadır.
Yukarıda gördüğümüz gibi alaturka müzik, bilinci doğrudan etkileme kapasitesine sahiptir. Bu müziğin içine darbuka, bongo, tef, bateri ve benzerleri vurmalı çalgılarla üretilen "ritm" (insanlarca seks olarak algılanan öncel enerjinin insan kulağının duyacağı şekle dönüşmüş biçimi) katılırsa ortaya oryantal müzik çıkar. Oryantal parçalar evren ötesi enerji ile bu yüzden güçlü kontak sağlar.
Özetle, seks duyguları veren ritmin en etkin olduğu müzik türü, koma sesler içeren alaturka müzik ile söz konusu ritmin karışımı olan oryantal müziktir.
Göbek dansı ile cinselliğin bağlantısının yegane nedeni bu dans sırasında cinsel ilişki hareketlerinin taklidi figürlerin bulunması değildir. Dansın ateşleyicisi, yani belli hareketlerin yapılmasını tetikleyen etki, anarmonik ve koma seslerden yapılı ve en önemlisi -özellikle darbuka ile var edilen- evrensel ritmi içeren müziktir de.
3. Bölüm: Göbek Dansına Şans Verin! İşte Nedenleri…
Önceki bölümde söz ettiğim gerçekler yüzünden oryantal müzik, ya da tek başına darbuka solo dinlemek, evren ötesi enerjisi ile etkileşime geçme yoludur. Karadeliklerin ardında olan evren okülistlere göre bütünü ile pozitif yapıdadır, dinsel ortamda Cennet olarak ifade edilir.
Bu yüzden boş zamanlarda, özellikle olumsuz ruh halindeyken "hafif müzik" dinlemek yerine oryantal müzik, hatta darbuka solo dinlemek (bu türe yönelik psikolojik kaynaklı ya da kültürel etkileme sonucu bir tepki varsa aşmaya çalışarak dinlemek) evren ötesi ile kontağı güçlendirecek, böylece dinleyene olumlu geri dönüşler sağlayacaktır. Bu müziğin etkisi sakinleştirici değildir… ama "şen"leştiricidir. Unutulmamalıdır ki beyindeki ödül (serotonin) devreleri en çok şen bir ruh durumu ile etkinleşmektedirler.
Göbek dansı cinsel isteği de arttırır; çünkü evren ötesinden gelen cinsellik temelli enerjinin aracısı, bedene yansıma şeklidir.
Cinsel isteğin artışı iki fazda oluşur:
1 - Bu enerji ile kontak sonucu (örneğin oryantal müzik ve/veya darbuka soloyu duyumsayabilmekle) enerji baskın şekilde bedenin kalça bölgesinde etkin olur; çünkü birincil seks organları kalçadadır. Etki ikinci olarak ikincil seks organları olan göğüslere yansır. Bu sonuç erkeklerde de benzerdir; çünkü erkeklerin de göğüsleri erojen bölgedir.
2 - Kişi hareketlenmeyi iradi olarak fazlalaştırırsa meydana gelen kalça bölgesindeki hareketlenme cinsel organlarda; omuzlardaki hareketlenme ise göğüslerde vibrasyonel etki sağlar. Bu etki (meydana gelen titreşim) bir seks vibratörü etkisi ile aynı, yani uyarıcıdır.
Yaşanan etkileşim kişinin enerjiyi algılama kapasitesi ile ilintilidir. Kapasiteyi kişi karakterinin seks olgusu ile yakınlığı ve bireydeki ataerkil baskının miktarı belirler. Ancak oryantal müzik ve ritmi algılama miktarı düşük düzeyde olsa bile, eğer kişi tarafından iradi şekilde (istekle) bir spor antrenmanı biçiminde sıklıkla yinelenirse, kolayca ve katlanarak fazlalaşmaktadır. Bu enerji insan adlı canlının doğal yapısında bulunan, bu yüzden de kolay kontak kurulan bir türdür. Onu yok etmek için (özellikle erkeklere) bu yüzden çeşitli baskı metotları kullanılmaktadır. O kadar "bizlik"tir ki; şiddetli psikolojik (kültürel) baskı olmadan onu durdurmak mümkün değildir.
Bazı erkek okurlarım güçlü (kolay ereksiyon olan) kişiler sayıldıkları ama hala da oryantal müzik, ritm ve dansa mesafeli olduklarından söz edebilirler. Ancak seks olarak adlandırdığım şey, yani evren ötesi enerjisi, ereksiyon gücü ile tezahür etmez. Bu enerji "sekste partnerle ortak paylaşıma dayalı, tam bir bütünleşme/eşitlik sağlama arzusunun varlığı" cümlesi ile ifade edilebilir. Oysa genelde seksüel gücü ereksiyon kapasitesi ile yorumlayan erkekler (tabidir ki bir dolu istisnai, kural dışı kişi de vardır) bu inancın gerisinde olaya kendi sahip oldukları açısından bakma eğiliminde oldukları için, partner ile "eşitlenme" adlı kavrama uzak kalırlar. Yani bu gibi kişiler her gün, kendi bakış açılarına göre başarılı biçimde seks yapıyor olsalar bile, evren ötesi pozitivitesine çok da yakın sayılmayabilirler.
Faklı okurlarım ise oryantal dans ve müziğe sevgi duyduklarından, ama dansa yetenekleri bulunmadığından söz edebilirler. Oysa oryantal dans ile enerji etkileşimi için büyük dans yeteneği kesinlikle gereksizdir. Yapılması gereken tek şey, kişisel sınırları zorlamaktan öte değildir. Elde edilen hareketlenme daima yeterlidir. Bu yüzden dans etmeye düşkün kişilerin oryantal dans ve darbuka ritmi ile "ev merkezli, ayna önü kalça tremola performansları" ile dansa çok yakın olmayan kişilerin benzer ritmleri duyduklarında sadece rahat şekilde kalça oynatmaları, benzer yararlı sonuçları var edecektir. Ayrıca yukarıda söz ettiğim gibi, anılan salınmaların iradi biçimde göğüs, omuz ve boyun bölgesine de yansıtılması ve giderek arttırılması, pozitif enerjiyi (sonuçları) daha baskın biçimde var edecektir.